Bakanımız Karaismailoğlu Ulusal Deniz Emniyeti Merkezimizde yaptığı incelemelerde Türk bayraklı gemimize yapılan saldırıyı kınadı...
Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Adil Karaismailoğlu, Tekirdağ'da Ulusal Deniz Emniyeti ve Acil Müdahale
Merkezini ziyaret etti.
UDEM'in, Türkiye'nin deniz kirliliğine karşı müdahalede koordinasyon merkezi ve beyni konumunda olduğuna vurgu yapan Karaismailoğlu, 2020 yılı içinde 10 milyon liralık petrol ve diğer zararlı maddelerden kaynaklı kirliliğe müdahaleye yönelik ekipman ve malzeme ile donatılan UDEM'in, denizlerdeki olası kirlilik karşısında mücadele kapasitesinin artırıldığını belirtti.
Burada açıklamalarda bulunan Karaismailoğlu, "Mavi Vatan"ın kıymetini çok daha iyi anladığımız tarihi bir dönemeçten geçiyoruz, denizci bir millet olarak üç yanımızı çevreleyen denizlerimizdeki hakimiyetimizi dünyaya göstermenin son derece kutsal bir vazife haline dönüştüğünü dile getirdi.
Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı olarak Türkiye'nin, dünyanın en büyük 10 ekonomisinden biri olma hedefine verdiği desteği tüm ulaşım modlarında gerçekleştirilen projelerle sürdürürken, denizlerin de odak noktaları olduğunu vurgulayan Karaismailoğlu, karada, havada, demir yollarında son 18 yılda yapılan reform niteliğindeki çalışmalar arasında denizcilik konusunda yapılan işlerin hep ayrı bir önem taşıdığını ve 2003-2019 yılları arasında devlet bütçesi ve kamu özel iş birliğiyle gerçekleştirilen 158 milyar dolarlık yatırımdan deniz yollarının aldığı payın 1,7 milyar dolar olarak gerçekleştiğini söyledi.
Bakan Karaismailoğlu, denizlerdeki yük ve yolcu taşımacılığında kaydedilen artışlarla birlikte, deniz ve kıyıların emniyetine de azami ölçüde önem verdiklerini, bu konuda yatırımları da en doğru zamanlama ile yaptıklarını ifade etti.
Türkiye'nin taraf olduğu uluslararası deniz sözleşmelerine uygun olarak, denizlerde 24 saat esasına göre çalışan acil müdahale sistemi kurulmasının büyük bir gereklilik olduğuna işaret eden Karaismailoğlu, Merkezin, kirliliğe müdahalenin yanı sıra Ar-Ge, tatbikat, eğitim, konferans, fuar ve sertifikasyon gibi tüm faaliyetleri tek çatı altında toplayacağını belirterek, "UDEM, aynı zamanda kriz koordinasyon ve operasyonun yürütüleceği yer olacak. UDEM’de bulunan büyük laboratuvarda acil müdahale ekipmanlarının testleri de yapılmakta. Merkezimizdeki 12 farklı kıyı tipi ile tasarlanmış dalga havuzunda gerçek petrol temizleme operasyonları yapılarak acil müdahale eğitimleri verilecek. Uluslararası düzeyde bir akademi olacak merkezimizde ayrıca, gemi inşa simülasyonu, acil kurtarma tatbikatları da yapılacak. UDEM, 2020 yılı içinde 10 milyon liralık petrol ve diğer zararlı maddelerden kaynaklı kirliliğe müdahaleye yönelik ekipman ve malzeme ile donatılarak, denizlerdeki olası kirlilik karşısında mücadele kapasitesi artırıldı. Merkezimiz, aynı zamanda eğitim, koordinasyon ve sertifikasyon mercii olarak, ülkemizde ve bölgemizde önemli bir işlev görmektedir." dedi.
Ziyaretinde gazetecilere de açıklama yapan
Karaismailoğlu, 22 Kasım Pazar günü uluslararası sularda seyir halinde olan
Türk bayraklı ticaret gemisine Avrupa Birliği İrini Operasyon Merkezinin
talimatıyla bir savaş gemisi tarafından müdahalede bulunulduğunu anımsatan Karaismailoğlu,
Türk bayraklı "ROSELINE-A" isimli ticari geminin açık denizde
uluslararası hukuka aykırı şekilde durdurularak aranmasına ilişkin,
"Sadece rotasından dolayı Türkiye'nin saygın denizcilik firmalarından
birine ait olan ve Uluslararası Denizcilik Örgütü Konsey üyesi bir ülkenin
bayrağını taşıyan bir gemiyi şüpheli ilan edemezsiniz. Aksi takdirde dünyadaki tüm
gemileri şüpheli ilan edecek bir gerekçe ortaya koymak mümkündür" dedi.
Bu müdahalenin, gemi kaptanının savaş gemisi
tarafından istenen tüm sefer bilgilerini ileterek iş birliği yapmasına rağmen
uluslararası sularda gerçekleştiğine dikkati çeken Karaismailoğlu, "Bu
müdahale, iyi niyetle devletimizin iznini almaya çalışarak değil, bayrak
devleti olarak Türkiye'nin rızası olmaksızın, uluslararası hukuka aykırı olarak
yapılmıştır. Olay, gemi kaptanı tarafından ilk olarak Bakanlığımızın ana arama
kurtarma koordinasyon merkezine bildirilmiştir. İhbarda bulunulduğu ilk andan
itibaren Bakanlığımızın merkezi ile gemi arasında irtibat kurularak durum
hakkında alınan tüm bilgiler, ilgili kurumlarımız ile anlık olarak
paylaşılmıştır." diye konuştu.
"Şu ana kadar şüpheyi ortaya koyan somut bir
delil sunulamadığı gibi, Avrupa Birliği tarafından yapılan açıklamalarda
geminin rotasının şüphe sebebi olduğu ifade edilmiştir." diyen
Karaismailoğlu, şöyle devam etti:
"Bu, kabul edilemez bir gerekçedir. Uluslararası
hukukta bir gemiye müdahalede bulunabilmeniz için şartlar bellidir. Sadece
rotasından dolayı Türkiye'nin saygın denizcilik firmalarından birine ait olan
ve Uluslararası Denizcilik Örgütü Konsey üyesi bir ülkenin bayrağını taşıyan
bir gemiyi şüpheli ilan edemezsiniz. Aksi takdirde dünyadaki tüm gemileri
şüpheli ilan edecek bir gerekçe ortaya koymak mümkündür. Ticaret gemilerinin
seyrüsefer serbestliğinin hiçe sayıldığı bu müdahale yalnızca deniz ticaretini
sekteye uğratacak bir hareket olmamıştır. Gemi adamlarımıza suçlu gibi
davranılarak bir odaya toplanmışlar ve uluslararası hukuka uygun olmayan tarzda
fiziki müdahaleye maruz kalmışlardır."
Karaismailoğlu, pandemi sürecinde vefakar şekilde
hizmet veren, çalışma süreleri dolmasına rağmen gemilerde aylarca çalışmaya
devam etmek zorunda kalan, hayatın her alanındaki ürünlerin tedarik zincirinde
yer alan gemi adamlarının sorunlarının çözülmesine yönelik uluslararası alanda
sayısız çağrının yapıldığı bugünlerde gemi adamlarına yönelik bu müdahaleyi
kabul etmelerinin mümkün olmadığını dile getirdi.
Deniz ticaretinin sürdürülebilirliği konusunda ciddi
bir tehdit olan bu adım karşısında Türkiye'nin ilgili tüm kurumlarının eş güdüm
içinde gerekli tepkileri verdiğini söyleyen Karaismailoğlu, "Ülkemizin
denizcilik idaresi olarak Bakanlığımız, Birleşmiş Milletlerin bir alt örgütü
olan Uluslararası Denizcilik Örgütünün tüm çalışmalarına konsey üyesi olarak
aktif bir şekilde katılmaktadır. Ülkemizin kararlılığını sergilemek adına,
dünya ticaretinin bu ve benzeri hareketlerden olumsuz yönde etkilenmesinden
duyduğumuz endişeyi ve bu hukuksuzluğu protesto ettiğimizi Uluslararası
Denizcilik Örgütünün dün başlayan hukuk komitesi toplantısının açılışında dile
getirdik.
Bu endişelerimizin yanı sıra hukuka aykırı atılan bu adımı gerekçeleriyle birlikte tüm katılımcı ülkelere izah ettik. İlerleyen süreçte bu hukuksuzluğu her platformda anlatmaya ve önleyici tedbirleri hayata geçirme gayretlerimize devam edeceğimizi belirtmek isterim. Denizcilerimize buradan 'Allah selamet versin.' diyorum. Dünyanın neresinde olursa olsunlar, karşılaştıkları sorunlarda yanlarında olduğumuzu bilmelerini isterim." diye konuştu.